ÖZEL EĞİTİM NEDİR?
Özel eğitim, bireyin gelişiminde uzman tarafından yapılan değerlendirme sonucu yaşıtlarından belirgin düzeyde farklılık olduğu tespit edildiğinde, bireyin özel gelişim ve öğrenme ihtiyacına yönelik hazırlanan eğitim programıdır.
Otizm, işitme kaybı, görme kaybı, işitme ya da görmeyle ilişkili bozulma, ortopedik bozukluklar, konuşma ve dil alanıyla ilgili güçlükler, zeka (bilişsel gelişim) alanında yaşanan sorunlar, travmatik beyin hasarı, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) ya da okuma güçlüğü (disleksi), yazma güçlüğü (disgrafi), matematikle ilgili zorluk (diskalkuli), konuşma bozukluğu (afazi) gibi öğrenme alanında yaşanan güçlüklerin tamamı özel eğitimin konusu olabilir.
Hastane ya da psikiyatri kliniklerinde çocuğun ayrıntılı gelişimsel değerlendirmesi psikiyatrist ve/veya psikolog tarafından yapılır. Bu değerlendirmenin ardından çocuğun zihinsel gelişiminde gözlenen gerilik ya da öğrenme güçlüğü gibi özel durumlar tespit edildiğinde ruh sağlığı uzmanının kararı ile çocuğun özel eğitime ihtiyaç duyduğu belirlenir ve durum, aileyle paylaşılır.
ÖZEL EĞİTİM KONUSUNDA AİLE TUTUMU
Uzman tarafından yapılan değerlendirme sonucunda özel eğitim önerildiğinde çoğu aile endişe duyar. Sorun alanının farkında olsun ya da olmasın aileler için bu kararı vermek oldukça zor ve kaygı vericidir. Ailelerin en büyük kaygısı ise özel eğitim raporunun çocuğun ileriki eğitim ve iş yaşantısını olumsuz etkileme ihtimalidir.
Ailelerin aklına gelen ilk sorular “Rapor mu almalıyım? Bu rapor ile çocuğum etiketlenmiş mi olur? İleride karşısına çıkar mı? Pişman olur muyuz? Çocuğum orada durumu daha ağır çocuklarla mı eğitim görecek? Onlardan etkilenirse psikolojisi daha kötü olur mu? Askere gidebilir mi? İş sahibi olabilir mi? Evlenebilir mi?” şeklinde olmaktadır.
Özel eğitim alma konusunda en önemli nokta çocuğun yüksek yararının gözetilmesidir. Çocuğun işlevselliğini arttıracak, eğitim yaşantısını ve akademik başarısını destekleyecek, sosyal alanda ilişki kurmasını sağlayacak bir eğitim desteğinden çocuğu mahrum bırakmak, ailelerin özel eğitim desteği alırken başlangıçta duyduğu kaygıdan çok daha ciddi sonuçlara yol açabilir.
Çocuğun gelecekteki iş yaşantısını olumsuz etkileme ihtimali düşünülerek gerekli desteği alamayan çocuk, gelecekte sahip olabileceği iş imkanlarından ya da eğitim desteğinden de yoksun kalabilir. Gelişimsel süreçte ihtiyaçları doğrultusunda uygun eğitimi alamamış çocukların topluma kazandırılması ve kendi başlarına hayatlarını sürdürebilecek becerileri edinmesi oldukça zordur. Bu nedenle özel eğitim desteğinde, öncelikli olarak çocuğun şu anki ihtiyacı göz önünde bulundurularak hareket edilmesi gerekmektedir.
Çocuğun özel eğitim kurumundaki diğer çocuklardan olumsuz etkilenme ihtimali ise ailelerin kafasındaki bir diğer sorudur. Bu noktada çocuğun özel durumuna uygun şekilde, ailenin ve çocuğun beklentilerini karşılayacak uygun bir özel eğitim merkezinin araştırılması gerekir.
Özel Eğitim merkezinin diğer eğitim kurumlarından ayrılan en önemli özelliği; uygun eğitimci tarafından çocuğa bire bir eğitim verilmesi, her çocuğun düzeyi ve ihtiyaçları doğrultusunda bireysel eğitim programının olması ve konunun uzmanı tarafından bu programın uygulanmasıdır.
RAM raporunda uygun görülen eğitime, ailenin seçeceği bir özel eğitim merkezinde başlanır. Bu eğitim, rapora göre haftada 2 birebir ders saatinin yanı sıra çocuğun düzeyine ve yaşına uygun çocuklarla haftada 1 grup dersi olacak şekilde düzenlenir. Ders saati şu anki uygulamada 40 dakikadır ve bu süre, 40 dakika boyunca eğitimci ile çocuğun baş başa ders yapması anlamına gelir. Özel eğitim kurumu ders saatlerini, çocuğun devam ettiği okul ders programını göz önünde bulundurarak düzenlemek durumundadır
Özel Eğitime Başlamaya Karar Vermek
Özel eğitime başlamak çocuğun kişisel, sosyal ve akademik yaşantısında destekleyici olacak bir sürece başlamayı ifade eder. Bu süreç, ihtiyaç alanı doğrultusunda 1 ya da 2 yıl gibi görece kısa bir süreyi kapsayabileceği gibi yıllar sürecek daha uzun soluklu bir eğitim programına da işaret edebilir. Ailenin, bu süreçte çocuğu desteklemesi, çocuğun öğrendiklerini evde düzenli tekrar etmesi için yardımcı olması, okul ve özel eğitim arasında işbirliğinin sağlanması özel eğitimin işe yarayabilmesi ve çocuğun öğrendiği kazanımları gündelik hayata uyarlayabilmesi için en önemli kısmı oluşturmaktadır. Ailenin çocuğu yüreklendirmesi; işlevselliğini artarttıracak, kendi potansiyelini gerçekleştirebilmesiası için çocuğa yardımcı ve destek olacaktır. Ailelerin çocuğun eğitim programı ve eğitimcisini tanıması, güven ilişkisi sağlayacağından özel eğitimin etkililiğini arttırmaya destek olacak bir diğer değişkendir.
Özel eğitim kurumu seçiminde izlenecek en doğru yol, özel eğitim önerilen ailenin birkaç farklı özel eğitim merkezini ziyaret etmesi, buralarda eğitimciler ve devam eden ailelerle görüşmeler yapması ve aklındaki soruları yerinde gözlemlemesi olacaktır.
Özel Eğitim Öğretmeni
Nurcan SEVİM